Zihin Sekmesi
Her Temas, İnsan Duygularının Yeni Bilimi kitabının ortalarındayım. Bir sayfanın köşesine “Olan şeyler seni üzmez; onlar hakkında düşündüklerin seni üzer” diye not düşmüşüm. Doğruluk dediğimiz şey sandığımız kadar objektif olmayabilir.
Kant’a göre bir davranışın doğruluğu sonuçtan bağımsızdır; belirleyici olan niyet, ilke ve ahlaki yükümlülüktür. Sonuç ne olursa olsun “doğru olanı yap” anlayışı... Birini korumak için yalan söylemek bile bu çerçevede yanlıştır öyleyse.
Bentham ve Mill ise tam tersine, davranışın doğruluğunu sonuç üzerinden değerlendirir. En çok kişiye en çok faydayı üreten seçenek doğrudur. Birini kurtarmak için yalan söylemek böyle bakınca kabul edilebilir hale gelir. Mutluluğu, acıyı, faydayı tartmaya çalışır. (Okuduklarimdan anladigim kadarıyla yaziyorum.)
Gerçek hayatta iki uçtan biriyle yaşamak çoğu zaman yeterli değil bence. Değerlerle durumu birlikte okumam gerekiyor gibi. İlkelerim var ama dünyayı bu ilkelerle birlikte okuyan esnek bir aklım da var. Bazı ilkelerden ödün veremem: zarar vermemek, kimseyi araç haline getirmemek, adalet, temel dürüstlük... Bunlar kararlarımın sabit noktaları. Fakat aynı zamanda her durumda hangi seçeneğin daha az zarar, daha çok fayda getirdiğine bakmak da gerekli. Esneklik burada ortaya çıkıyor.
Son zamanlarda şunu fark ediyorum: Gezdikçe, yeni insanlarla tanıştıkça, yeni tecrübeler doldurdukça heybeme ve kendimle daha dürüst oldukça, bir davranışın doğruluğu tek bir cevaba sığmayabiliyor bazen. Kültür, alışkanlıklar, öğretiler ve kendi iç sesim çoğu zaman iç içe geçiyor. Belki de önemli olan, her olayda bana en çok farkındalığı getiren yolu seçebilmek. Çünkü bakış açım genişledikçe, aynı gerçeğe bambaşka anlamlar verebildiğimi görüyorum.Bu kadar akışkan bir iç dünyayla yaşarken, başkalarını sabit bir kalıba sıkıştırmak ne kadar mümkün? Ya kendimi ? İnsanların hikayelerini bilmedikçe, onlarla ilgili keskin hükümler vermek? Belki de doğruyu ararken ihtiyaç duyduğumuz ilk adım bu. Peki kime karşı daha derin bir anlayış borçluyum, kendime mi, yoksa dünyaya mı? Thich Nhat Hanh’ın söylediği gibi, “Anlamak sevgidir. Anlamadığın kişiye gerçekten sevgi gösteremezsin.”
Velhasıl Kelam dostlarım, kendimize, birbirimize sevgi ve anlayışla yaklaşabilmek dileğiyle..




Yorumlar
Yorum Gönder