Çiğdem der ki

Sabır nedir ? Yasanan her zorluğa rağmen umutla geleceğe bakabilme gücü mü? Kederler etrafı sarmışken, yeniden gülümseyebilme kudreti mi? Ayağı takılan birinin, dizinin acısına bakmadan yoluna devam etme ihtiyacı ? Bir annenin yaşadığı o tarifsiz doğum sancısından sonra kucağına aldığı bebeği öpme mutluluğu mu ? Vazgeçmemek, geri adim atmadan bekleyebilmek, kendinden şüpheye düşmeden doğruda ısrar edebilmek, acı çekmeye rağmen, bir kaya gibi dimdik durabilmek mi ? 

Peki sabrı yalnızca dayanıklılık ve dimdik durmak olarak görmek, insana bazen yük bindirmez mi? Acının içinde anlam aramak, bazen de durmayı bilmek belki de?  Yani her zaman dimdik durmak zorunda miyiz, bazen eğilip nefes almak da sabrın bir parçası degil midir ? Peki ya sabrın sonunda bir ödül gelmezse ? Sonucu bilinmeyen bir bekleyiştir belki de. Sadece dayanıklılık değil; umutla yoğrulmuş bir kabulleniş, acının ortasında bile geleceğe inanabilme sanatı ? 

Cennetten kovulma belki de bir ceza degildir ? Insanın bilinc yolculugunun bir evresidir ? 

Hikayeyi yanlış hatırlıyorsam, düzeltmeme yardimci olun. Cennette insan, masumiyet halindeymiş: kusur yok, ayıp yok, sorumluluk yok. Ama yasak meyveyle birlikte iyi ve kötüyü bilme bilinci doğmuş. Bu da sorumluluk, seçim ve özgür irade demek. Yani insan artık sadece var olmuyor; karar veren, irade kullanan bir varlık oluyor. 

Bu, acı getirse de aynı zamanda olgunlaşmanın kapısını açmış olmuyor mu ? Bu sayede insan acı, emek, ölüm, kayıp gibi gerçeklerle tanışmış oluyor sonuçta. Sevginin kıymeti ayrılık olmadan bilinir mi? Umut, sıkıntı olmadan anlam taşır mı? Belki de kovuluş, insanın ruhsal gelişimi için bir zorunlu evreydi

Cennette insan, Tanrı’ya mutlak bağımlıydı. Dünya hayatında ise insan, kendi emeğiyle var olmayı öğreniyor. Bu aslında, Tanrı’yla kör bir bağımlılıktan, bilinçli bir sevgi ve bağlılık ilişkisine evrilme fırsatı da sunuyor. 

Bazı mistikler cennetten çıkışı bir tür doğum olarak görür: Anne karnında güvenli ve huzurlu olan bir bebek, doğumla birlikte acıya, nefese, bağımsızlığa adım atar. Cennetten çıkış da insanoğlunun ruhsal rahimden dünyaya doğuşudur. 

Sabır, cenneti yeniden bulmanın yolu mudur, yoksa sadece dünyada yaşamanın yükünü taşımak için gerekli bir araç mı? 

Sabır, insanın kendi eksiklerini kabullenerek gelişmeye devam etmesidir. Sadece katlanmak değil; bekleyişin içinde pişmek demektir. Dervişin sabrı, sadece “günler geçsin” diye değil, günler içinde “nefsin incelmesi, ruhun berraklaşması” içindir.

"Bir nefesçik söyleyim

Dinlemezsen neyleyim

Aşk deryasını boylayım

Ummana dalmaya geldim"  (Şah Hatayi)  

Sevgi ve sabır ile dostlarım..

Yorumlar

Popüler Yayınlar